Mekke’de, 30. Fil Yılı’nın 13. ya da Recep ayının 13. günü, bir başka görüşe göre de
Zilhicce ayının 7. günü, Kabe’nin içinde dünyaya geldi (M.S. 599). Annesi Fatıma Ali’yi
doğurmak üzere iken Kabe duvarına dayandı. Bu esnada duvarın yarıldığına ve bir sesin
içeri gelmesini söylediğine inanılır. Dördüncü gün dışarı çıktığında Fatıma’nın kucağında
bir erkek çocuğu vardır. Ebu Talib ve ailesine müjde verilir, Hz Muhammed haberi
alınca herkesten önce Ebu Talib’in evine geldi ve Hz.Ali’yi kucağına aldı, dilini ağzına
verip emzirdi. Adını sordu, Fatıma; “Esed koymak istiyorum” deyince Hz.Muhammed;
“Hayır” buyurdu. “Onun adı Ali’dir” dedi ve adını “Ali” koydular. Hz.Muhammed kendisine,
toprağın babası anlamına gelen “Ebu Türab” künyesini vermişti. Hz.Muhammed’e
ilk vahiy geldikten sonra erkeklerden İslamı ilk kabul eden Hz.Ali’dir. Bütün ömrü
boyunca Hz.Muhammed’in en yakınlarından ve yardımcılarından biri olmuş, bütün
savaşlarda Hz.Peygamber’in yanında savaşmış, bu savaşlarda çok büyük yararlıklar ve
kahramanlıklar göstermiştir. Hz.Ali On İki İmamın ilkidir, aynı zamanda Hz.Muhammed’in
damadı ve amcasının oğludur.