Sayıları elli yedi bin olan Rum ülkesi dervişlerinin (Rum erenlerinin), gözcüleri Karaca Ahmed'dir. Hacı Bektaş’ın geldiğini duyan Rum dervişleri, Horasan’dan gelen Sözü’nün yolunu kesmek isterler. Bu düşünceyle, Rum ülkesine Irak’tan geçerek gelmiş bulunan Hacı Toğrul, bir doğan kılığında, güvercini avlamak üzere uçar. Fakat Hacı Bektaş, hemen insana dönüşüp doğan’ı yakalar. Kendisine; “Ben size güvercin donunda geldim. Eğer daha güçsüz bir kılık bulsaydım, ona bürünecektim. Sizse beni bir zalim görüntüsü ile karşıladınız.” diyen Hacı Bektaş’ın önünde, yenik Hacı Toğrul yere yüz sürer. Hacı Bektaş, Rum dervişlerine, onu gerisin geriye yollar. Hacı Bektaşi bu gelenlere, “Horasan Erenlerindenim. Türkistan’dan geliyorum. Mürşidim Türkistan’ın doksan dokuz bin dervişinin Pir’idir. Soyum Muhammed-Ali’den gelir, nasibim Tanrıdan.” diye kendini tanıtır. Rum dervişleri, Karaca Ahmed’e dönerek, “Ahmet Yesevi bize bir dev göndermiş.” derler.